10 Eylül 2008 Çarşamba

Son Fısıltı..




Yan yana masalarda bir daha asla tekrarı olmayacak son yanyanalık…

Uzun bir gece!

Ve nihayet bir tarihin daha gönül arşivinden yok oluşunu kabullenme…

Rakıya, şaraba, anılara ve geceye inat ayrılığın şerefine kaldırılan kadehler... Ellerin, sesin ve hep aydınlık o güzelim yüzün…

Aldığın her yudumda ruhum adını fısıldarken yüreğine yaşamla ölüm arası ağır çekim bir veda dilleniyordu! Yarım kalmayacaktık, bu sefer eksik dönmeyecektim evime….

Gece sonunda bana kalanlar…İçimdeki sen:

Hiç değişmedin; ne olursa olsun hiç değişmedin ve bu yüzden delicesine sevildin, özlendin. Yüreğine yağdırdığım yağmurlara; öfkeyle kopardığım kasırgalara rağmen bir gün olsun beni incitebilecek tek sözcük çıkmadı ağzından. Aynı asalet, aynı berraklık ve aynı sağlam duruş...

Ve şimdi;
Son kez fısıldıyor yüreğim:
Kabullendim. Hoşça kal meleğim.

BİNNUR EDİSAN

Hiç yorum yok: